Aşk Nedir?
Aşk nedir? Aşk hem en iyi, hem de en kötü duygudur. Tarifsiz, nedensiz… Aniden ortaya çıkan insanın fizyolojisini değiştiren… Yaşıyor muyum? Yoksa acaba ben öldüm mü? Diye düşündüren… Aslında en büyük acıdır, kanserdir aşk; insanı her gün yeniden yeniden öldüren, acı çektirerek öldüren…
Aslında bana göre aşktan bahsettim de aşk herkese göre farklı, herkese göre değişen bir şeydir. Kimileri sevdiğini elde ettiğinde aşk biter. Kimilerinin aşkı ise zaten sahtedir. Ama gerçekten sevenler vardır, gerçekten aşkı yaşayanlar. İşte aşkın tarifini asıl onlar bilirler. Onlara zaten benim söylememe gerek yoktur. Ben buraya yazıyorum da aşkı kelimelere dökmekte zordur zaten… Anlatılmaz yaşanır şeyler vardır ya; aşkta onlardandır.
Aşk umut olmadığı halde umut… Sonsuza kadar gelmeyeceğini bildiğin halde beklemektir. Sevdiğim bir şarkı sözü var orda şöyle geçiyor. Umut; hiç görmeyen birine gökkuşağının renklerini anlatmak kadar zor ve imkansız. Beklemek; hiç duymayan birine Dünya’nın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız… Evet, doğru söylüyor! Ama insan duygularına esir oluyor. Kalbine söz geçiremiyor. Çünkü vücudun yönetimini kalp almıştır. Bu yönetim artık beyinin elinde değildir. O nedenle insan söz geçiremez kendisine… Dili ile nedir bu manyak mıyım ben? der. Ama kalp bunu ne dinler ne anlar… Belki aşkın tek çaresi zamandır. Ama bence aşk hiçbir zaman bitmez. İlk dönemlerdeki gibi olmaz tabi ilerleyen zamanlarda ama her zaman insanın kalbindedir. Orada bir yara açmıştır. O yara zamanla küçülebilir ama asla tamamen kapanmaz.
Sevgi emekmiş, emek ise vazgeçmeyecek kadar ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş… Böyle bir söz vardı. Aşkta aslında böyle birşeydir. Kıyamamaktır. Sana acı çektirse de, seni süründürse de, seni öldürse de kıyamamaktır. İşte bu kadar sevmektir. Kendinden çok sevmektir. Kendini 1 saniye düşünmezken; onu düşünmediğin 1 saniyenin bile olmamasıdır. Her an onu düşünmektir. Yatarken, uyurken, kalkarken… Ayakkabını bağlarken, çölde su içerken bile onu düşünmektir.
Aşk belkide ondan ölmesini isteyecek kadar nefret etmektir ama az sonra onun kollarında ölmek isteyecek kadarda sevmektir. Her ne kadar aklınıza bazen onun için kötü şeyler düşünüyormuş hissi gelse de aslında o kötülüklerin ona değil size gelmesini kat kat daha fazla istemektir.
Ben son kez aşkı kendim bir kez daha tanımlamak istiyorum. “Aşk nedir? Aşk sevmektir; karşılıksız, saf, temiz… Ölümüne ve sonsuz sevmektir… Tarifsiz acıya, vücuduna batan milyonlarca dikene rağmen sevmektir. Vücudu beynin değil, kalbin yönetmesidir. Belkide aşk; ateşte yanmamak, yağmurda ıslanmamaktır… Aşk beden ile ruhun ayrı kalmasıdır, yaşamamaktır… Nefes aldığın halde, kalbin attığı halde yaşamamak…” işte bence aşk budur.